“`html
Kuzey Atlantik’te gözlemlenen belirgin su akıntılarındaki yavaşlama, Avrupa’yı 1000 yıllık bir soğuma dönemine doğru sürüklüyor. Araştırmacılar, bu olayın yaklaşık 12,800 yıl önce yaşanan benzer bir duruma işaret ettiğini belirtiyor. O dönemdeki insanların bunu deneyimleme ihtimali oldukça düşüktü.
Popular Science dergisi, gezegenimizin iklim dengelerinin büyük bir tehdit altında olduğunu aktarıyor.
İKİLİMSEL DEĞİŞİKLİKLER; EKOLOJİK KRİZ
Bilim insanları, Atlantik Okyanusu’ndaki akıntı sisteminin büyük bir değişim geçirme eşiğine geldiğine dikkat çekiyor. Bu durum, herkes için ciddi sonuçlar doğurabilir.
Şiddetli rüzgârlar, donmuş Thames Nehri boyunca ses çıkarırken, buz kütleleri Mersey rıhtımlarında deniz taşımacılığını engelliyor. Birçok buğday ekinleri zarar görürken, ABD’nin doğu kıyısında yükselen deniz seviyeleri nedeniyle sular altında kalma riski artıyor. Amazon’da ise yağmurlu ve kuru sezonların düzensizliği ekolojik bir karmaşaya sebep oluyor.
Bütün bu görüntüler bir felaket senaryosundan fırlamış gibi görünse de, Atlantik Meridyonel Hareket Dolaşımı (AMOC) konusunda yapılan yeni bir bilimsel araştırma, bu durumların 2050 yılına kadar gerçekleşebileceğini öne sürüyor.
AMOC’UN ÖNEMİ NEDİR?
AMOC, sıcak ve tuzlu suyu tropik bölgelerden Kuzey Atlantik’e taşıyan karmaşık bir okyanus akıntıları sistemi olarak biliniyor. Bu akıntı, suyun soğuyarak yoğunlaşmasını ve derinlere batmasını sağlarken, okyanusun diğer bölgelerinde tekrar yüzeye çıkarak döngüyü sürdürüyor.
MUĞLAK SONUÇLAR
AMOC’un gücünün izlenmesi 2004’te Atlantik’te kurulan RAPID sistemine dayanıyor. Yaklaşık 20 yıllık kesintisiz gözlemler, AMOC’un gücünde %10’luk bir düşüş yaşandığını ortaya koyuyor. Ancak bu dalgalanmanın anlamlı bir uzun vadeli azalma olup olmadığı konusunda kesin bir hükme varmak zor.
2004 öncesinden gelen bilgilere göre AMOC’un gücünün dolaylı ölçümlerle değerlendirilmesi gerekiyor. Grönland’ın güneyinden elde edilen deniz yüzeyi sıcaklıkları, birkaç on yıldır bir soğuma eğilimi gösterirken, bu durum genel küresel ısınma eğilimleriyle çelişiyor. Ayrıca, AMOC ile birlikte Kuzey Atlantik’e taşınması gereken tuzlu suların artık Güney Atlantik’te biriktiği gözlemleniyor. Bu gelişmeler, AMOC’un zayıflığı nedeniyle ısı ve tuz taşınımında azalma olduğunu düşündürüyor.
Paleoiklim araştırmaları, binlerce yıl öncesine ait okyanus tortu çekirdeklerini inceleyerek, mevcut zayıflamanın son 1,600 yıl içerisinde eşi benzeri görülmediğini ortaya koyuyor.
GELECEKTE NELER OLACAK?
İklim tahminleri, mevcut sera gazı emisyonları hızla devam ederse, AMOC’un 21. yüzyılın sonuna kadar %30 ila %50 oranında zayıflayabileceğini öngörüyor. Bu durum, Avrupa’da iklim düzenlerinin değişmesine, aşırı hava olaylarının sıklığının artmasına, kuraklık ve sel olaylarının baş göstermesine, tropikal yağış desenlerinin değişmesine yol açabilir. ABD’nin doğu kıyısında deniz seviyesinin birkaç santimetre yükselebileceği öngörülüyor.
Daha ciddi bir tehlikenin yanı sıra, gezegenimizdeki küçük bir sıcaklık artışının bile AMOC’un zayıflamasına ve çöküşüne sebep olabileceği belirtiliyor. Bu kavram “devrilme noktası” olarak adlandırılıyor ve modellemelere göre bu durum, önemli iklim değişikliklerine neden olabilir.
CHÖKÜŞ NEDEN MÜMKÜNDÜR?
AMOC, “tuz geri besleme” mekanizması nedeniyle kritik bir duruma ulaşabilir. Veri toplama çalışmalarına göre, AMOC’un Atlantik’e tuzlu su bırakması ve derin sularda daha az tuzlu su akıtmaması gözlemleniyor. Eğer AMOC zayıflarsa, Atlantik yüzeyi tatlı su ile kaplanır ve bu durum sistemin daha fazla güç kaybetmesine yol açarak ani bir çöküşe neden olabilir. Bu sürecin başlaması için Grönland buz tabakasının erimesi gibi küçük bir etkene ihtiyaç duyulabilir.
Geçmişte basit hesaplamalar bu devrilme eşiğinin davranışını 1960’ların başında ortaya koymuştu fakat zamanla çoğu iklim modeli, AMOC’un bu kadar kararlı olduğunu varsayıyordu. Örneğin, 2021 IPCC konsensüsü, AMOC’un çöküşünü 2100 yılına kadar olası bir senaryo olarak değerlendirmiyor. Ancak, modellerdeki AMOC stabilitesi ile ilgili endişeler sürmekte. Bunun yanı sıra, pek çok simülasyon Grönland buz tabakasının erimesinin etkilerini göz önünde bulundurmuyor. AMOC ile ilgili yakın zamanda yapılan analizler, devrilme noktasının bu yüzyılın ortalarında yaşanabileceğini ileri sürüyor. Fakat bu çalışmaların çoğu dolaylı verilere dayandığı için sonuçlar hakkında tereddütler söz konusu.
YENİ ARAŞTIRMALAR YÜRÜTÜLÜYOR
Şu anda karmaşık bir iklim modeli kullanılarak yeni analizler yapılmakta. Bu çalışmaların amacı, devrilme noktası davranışını anlamak ve “tuz geri besleme” sürecinden doğabilecek çöküşün erken uyarı sinyallerini tespit etmektir. Yeni elde edilen veriler, 2050’den önce AMOC’un çökme olasılığını %42 ile %76 arasında öne sürmektedir. Bu oran son derece kaygı verici.
BİZ NE YAPABİLİRİZ?
AMOC’un çöküşü, gıda güvenliği, su kaynakları, enerji ihtiyacı ve altyapı üzerinde ciddi tehditler oluşturabilir. Bu sorunları önleyebilmek amacıyla, küresel ısınmayı yavaşlatmak için sera gazı emisyonlarının acil bir şekilde azaltılması gerekmektedir. Ayrıca, iklim direncini artırarak bu risklerin hafifletilmesi mümkündür.
“`