İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda Beyoğlu halkına selam gönderdi.
Güney, Beyoğlu sakinlerinin görüşlerinin yer aldığı videoya şu notu düştü:

“Gözaltına alındığım andan itibaren, yoğun bir destekle benim şahsımda belediyemize sahip çıkan herkese selam ederim.

Dayanışmaları ve dualarından güç aldığımız komşularımız, Beyoğlu’na yakışan hakkaniyetli, adil ve vicdanlı duruşu gösteriyor.

Önce Allah’a, sonra milletimize güveniyorum.”

Paylaşılan videoda vatandaşlar görüşlerini şu ifadelerle dile getirdi:

“İyi, çok iyi bir insan. Allah ondan razı olsun. Ben yani kendi adıma konuşuyorum, çok iyi bir insan. Duyduğumda çok üzüldüm. Onu da dün duydum ben. Yazlık sinemaya geldim, çok üzüldüm. Çünkü onu çok seviyorum yani. Adam her şeyi yaptı Allah’a şükür. Kefken’e gittim. Onun sayesinde Kefken’e gittim ben.”

“Başkan doğru işler yaptı. Anadolu yakasından buraya günlük her gün gelenler var. Her gün. Çok uzak yerlerden gelenler var. E doğal olarak onlar burayı tercih ediyorsa, doğru işler yapıldığı besbelli yani.”

“Çok güzel bir şey olduğunda, halka tanıtıyor. Yani biz de beğeniyoruz. Ben devamlı gelirim. Çok memnunuz. Gariban için çok iyi oldu burası. Çok çok güzel oldu. Destek veriyoruz ona, arkasındayız. Pink arabaları çıkarttı şimdi. Pangaltı, Dolapdere çok rahat. Bir taksiye biniyorsun 250 lira. Ama bu adam çok güzel işler yapıyor Allah için. Biz beğeniyoruz. Teşekkür ediyoruz ona.”

“Ben buraya geliyorum, çok güzel. Bu adamlar çok güzel şeyler yaptı bu başkanlar. Ama bu yaptığı için de bazen kişilerin hazmedemiyorlar. Bizler çok memnunuz. İnşallah başkanlarımız çıkacak. Biz de seviyoruz onları. İnşallah sonlarımız hayır olacak. Her şey güzel olacak. Geldi buraya, başkanla görüştüm. En güzel şeyi bu yapıyor. Ama bunun da önü kesiliyor. Yazık oluyor insanlara. Filler çarpışsa çimenler eziliyor. Halk eziliyor. Halkı eziyorlar.”

“Çok iyi bir başkan. Halkıyla iç içe. Çok sevdiğimiz bir başkandı. İki sefer karşılaştık. Halkıyla iç içe olduğu ondan belli oldu. Tokalaştık falan. Böyle bir görüşmemiz oldu burada.”

“İyi insan. Çalışkan adam. Yani öyle bir şeyi yok adamın. Ama bunlar nankörlük yapıyorlar. Adamı zorla alırlar işte.”

“Kaç kere karşılaştım, belki 5-10 kere. Centilmen bir insan. Görgülü, kültürlü, yani takdir ettiğim insanlardan birisi. İnşallah bir an önce üstündeki şeyler kalkar da gene görevinin başına gelir yani.”

“Çok güzel hizmet ediyor. Bak bu altyapılar falan hiç yoktu. 24 senedir AKP hükümette. Bu Beyoğlu hep onlardaydı. Bunlar yoktu. Bunları zorunlu koştular onlara. Niçin alındı? Halka hizmet veriyor. Aynı hizmeti devam ettiriyor. Burayı kapadılardı. Burası tekrar açıldı. 1 TL’ye çay var. Kızılay Meydanı’nda 1 TL’ye çay içebiliyor musun? İçemiyorsun. İnan Güney ne yapmış da içeri alındı? Sosyal marketini devam ettiriyor. Adamları buradan sürdüler ta dünyanın bir ucuna. Bu halk bunları bilmiyor mu sanıyorlar? Kaymakamlığı. Sokağa attılar, çadırlarda durdular. O adam öyle hizmet verdi. O adamın babası oradaydı, dedesi oradaydı. Oranın içinden gelen bir insandı. Ne yaptı İnan Güney? Çok da güzel, gayet güzel gidiyordu. Başkasının, içerideki insanın itirafıyla bu insan içeri alındı. Bu adalet değil. Hak, hukuk değil bu. Yazık, yazık. Gerçekten yazık. Fakirini tanıyor, fukarasını tanıyor. Niye? Öncekiler üç aydan üç aya bile, bir ay veriyordu, ikinci ay kesiyordu. Bu insan veriyor. Çalışan horozun başını kesiyorlar. Bu başka hiçbir şey değil. Halk bunu biliyor. Halk bunu biliyor. Bunu da onların yanına koymaz.”

“İyi insan, çalışkan adam, dürüst adam.”

“Doğru bir adam. Cenab-ı Allah yüz bin sefer razı olsun.”

“Bence iyiydi, daha ne yapsın yani? Daha çok eğiliyor, en azından 1 liraya çay içiriyor millete. Ne yapsın? Şurada millet ana baba günü oluyor, kuyruk oluyor şurada.”

“Dört dörtlük insan, öyle şey değil. Burada konuştum ben kaç sefer, resmi de var. 79’dan beri ben Kasımpaşa’dayım. Ben böyle hani bize hizmet veren bir numaralı insan yani.”

“Ben seviyorum yani. Göründüğü kadarıyla dürüst bir insan. Genelde Büyük Cami’nin oralarda, Kasımpaşa’nın içinde gezen, dolaşan, yani halktan birisi olarak görüyorduk yani. Gelir, tokalaşır, hatırını sorar, esnafa sorar. Bir ihtiyacın var ya da şu budur, budur. Gördüğümüz kadarıyla iyi bir insan yani.”