2020’den bu yana dünyada altın külçe ve sikke alımlarının neredeyse 10’da birini Türkiye gerçekleştirdi. Dünya Bankası özellikle bu yılın ikinci çeyreğinde talep patlaması yaşanan Türkiye’nin küresel altın akışını önemli ölçüde etkilediğini bildirdi.
Küresel altın piyasasına ilişkin raporlar altın talebi, arz eğilimleri veya ülkelerin altın piyasaları hakkında ilginç hikayeler ortaya koyarken, yılın ilk yarısında küresel altın akışları üzerinde önemli hikayeyi Türkiye yazdı. Ülkemizde 2020 yılından bu yana külçe ve sikke talebi, 2010-2020 dönemindeki talebi ikiye katladı.
Dünya Altın Konseyi, Türkiye’deki alımların dünya altın piyasasını şekillendirdiğini belirtti. Konsey’in Avrupa ve Asya Pazar Stratejisti John Reade tarafından bu hafta yayınlanan makalede, külçe ve madeni para talebi, merkez bankası altın varlıkları ve OTC akışlarının tüm yıl boyunca Türkiye’den önemli ölçüde etkilendiği belirtildi.
DÜNYANIN 5’İNCİ BÜYÜK ALTIN PİYASASI
Türkiye’nin dünyanın en büyük beşinci altın piyasası olduğu vurgulanan yazıda, “Üst-orta gelirli gelişmekte olan bir piyasa olarak Türkiye, küresel altın piyasasında uzun süredir önemli, çok büyük bir rol oynuyor” denildi.
Analizde verilen bilgiye göre 2020’nin başından bu yana Türkiye’deki külçe ve madeni para talebi, küresel toplamın ortalama yüzde 9’unu oluşturdu. 2010 ile 2020 arasındaki yüzde 4’lük pay, 2020’den bu yana iki katından fazla seviyeye yükseldi. Bu yılın ikinci çeyreğinde bu eğilim çok güçlü hale geldi. Külçe ve madeni para talebi beş kat artarak ilk yarı talebini 98 tona yükseltti. Türkiye’nin altın ithalatı ocak-temmuz döneminde yıllık yüzde 217’lik sert artışla 69,8 tondan 221,2 tona yükseldi. İthalatın parasal büyüklüğü 19.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’de yılın ilk yarısında iç piyasada 19.7 tonluk mücevher, 98.1 tonluk sikke ve külçe olarak altın alımı oldu.
TÜRKİYE’DE TALEP NEDEN ARTIYOR?
Dünya Altın Konseyi, Türkiye’de atın talebindeki son artışın köklerinin 2021’e uzandığını belirterek şu yorumu yaptı:
“Talep artış ekonomik politika değişikliğine dayanıyor. O yıl Türkiye ‘geleneksel olmayan’ para politikasını denemeye başlayınca gayrimenkul, yeni ve kullanılmış binek araçlar, dayanıklı tüketim malları ve altında güçlü bir talep artışı meydana geldi.”
1.900 DOLARI KIRAN ALTININ YENİ GÜNDEMİ ÇİN KRİZİ
Altın fiyatlarında iki haftadır aşağı yönlü trend yaşanıyor. Fed’in faiz artırımı yapılacağına yönelik beklentinin yüzde 50 seviyesini aşmasıyla ons altın tarafında büyük bir aşağı yönlü kırılma yaşandı. Altın fiyatları 1900 doların altına sarktı. Daily FX’e göre teknik olarak 1.885 dolar destek seviyesi olarak karşımıza çıktığını ve buradan alım yapılabileceğini söylüyor. Analistlere göre altın gelecek birkaç hafta içinde yeniden 1.930 ve 1.960 dolara hızlı bir yükseliş yaşanacağını tahmin ediyor. Bunu tetikleyecek en önemli faktörlerden biri olanak ise Çin’de yaklaşan krizi gösteriyorlar.
Çin tarafında emlak şirketlerinin, inşaat şirketlerinin krize sürüklendiğini gösteren verilere dikkat çeken uzmanlar, Çin’in olası bir iflas furyasının ‘güvenli liman’ olarak bilinen altına ilgiyi artıracağını savunuyor.
Nitekim, Morgan Stanley ekonomistleri gayrimenkul sektöründeki krize ve yerel yönetimlerin finansman sıkıntılarına işaret ederek 2023 büyüme tahminini yüzde 5’ten yüzde 4.7’ye çekti.
ABD’DE GETİRİ EĞRİSİ ALTINDAN YANA HAREKET EDİYOR
Waverton Reel Varlık Fonu analisti Luke Hyde-Smith, ABD devlet tahvili piyasasından altına destek sinyali alınmaya başladığını belirtiyor. Bir süredir tersine hareket içinde olan tahvil getiri eğrisinin dikleşmesinin beklendiği söyleyen Smith’e göre bu altına destek sağlayacak.Uzman şöyle diyor:
“Geçmişe bakıldığında, getiri eğrisinin Mart 2001’deki terse dönme eğiliminden çıkması altında önemli bir dibe işaret etti. 2007 ortasında getiri eğrisinin dikleşmeye başlaması altının konsolidasyondan çıkmasına yardımcı oldu. Haziran 2019’da da benzer bir hareket yaşandı. Tüm bu kırılmaları altın fiyatlarında sürekli bir yükseliş izledi.”
Artan getiri eğrisi uzun vadeli borçlanma kağıtlarının faizinin kısa vadeli olanların faizinden yüksek olduğunu gösteriyor. Böyle bir durum, bu kağıtlara yatırım yapanların uzun vadede enflasyonda artış beklentisi içinde olduğunu gösterir.